SİİRT’TE CUMHURİYET DÖNEMİ BELEDİYECİLİK
Osmanlı Devleti döneminde devlet kurumları arasında yer alan belediyeler, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyetin ilan edilmesiyle yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nde de yerel yönetimler kapsamında çeşitli kuruluşlar arasında belediyecilik sistemi de yerini almıştır. Yeni dönemde teşkilatlanmalarda bir takım değişiklikler yapılmış ve 1930 yılında 1580 sayılı Belediye Kanunu çıkartılmıştır.
Siirt, bu dönemi de belediyecilik alanında çeşitli sorunlarla mücadele etmiştir. Şehrin en önemli sorunlarından biri olan su sıkıntısı ve kanalizasyonun olmaması şehir sakinlerini olumsuz yönde etkilemiştir. Hatta su ihtiyacını giderirken çeşme sırasında çeşitli kavgalar ve öldürme olayları meydana gelmiştir. Bu tarz problemleri gidermek için ilk adımlar 1927 yılında atılmış ancak istenen sonuçlar alınamamıştır.
20 Şubat 1932’de 12288 sayılı kararnameyle Siirt Belediye Başkanlık görevi Valilik makamının yetkisine verilmiştir. Bu dönemde su sıkıntısı için çeşitli yöntemlere başvurulmuş, 1935 yılında etüt ve proje çalışmaları başlatılmıştır. Proje gereğince Botan nehri üzerine kurulacak bir santral ile şehrin su ihtiyacına çözüm geliştirilmiş, ancak 1939 yılında yapılan ihaleye katılımcıların olmaması nedeniyle bu girişim de sonuçsuz kalmıştır. Bu arada 17 Ağustos 1937’te vali/belediye başkanı Fevzi Rami Aydın Bey döneminde belediye binasının temeli atılmış ve kısa bir sürede tamamlanarak 9 Şubat 1938’de hizmete açılmıştır.
Valilik bünyesinde sürdürülen dokuz yıllık belediye başkanlığı görevi 1941 yılında kaldırılmış ve aynı yılda yapılan seçimler neticesinde başkanlık görevini Lütfü Yavuz Bey devralmıştır. Yeni dönemde de şehrin en önemli sorunu olan susuzluğa çareler aranmış ve 1944 yılında yedi kuyunun açılmasına karar verilmiştir. Bu kuyulardan dört tanesi açılarak buradan çıkartılan sular, Cumhuriyet Caddesi üzerine kesme taştan inşa edilen çeşmeye ulaştırılmıştır. Siirt’in su sıkıntısı 1953 yılında Botan suyunun Siirt’e ulaştırılması amacıyla başlatılan projenin 1954’te tamamlanmasıyla bir kısım su ihtiyacı giderilmiştir.
Siirt’in çözüm bekleyen diğer sorunu kanalizasyon ihtiyacıdır. Şehir halkı evlerinde kazdıkları septik çukurlarla ihtiyacını gidermeye çalışmıştır. Kanalizasyon projesi 1950’de tamamlanmış ve Ayni Salip çeşmesinden memleket hastanesine kadar ilk kanalizasyon döşemesi yapılmıştır.
Siirt’in çözüm bekleyen sorunlardan biri de temizlik işleridir. Şehir sokakları pis, kaldırımlar taşsızdı. 1952 yılında Siirt hakkında izlenimlerini paylaşan hükümet tabibi Burhan Öncel, şehre yaklaşırken keskin bir amonyak kokusuyla karışık bir lağım havasının yayıldığını, belediyenin görevini yerine getiremediğinden bahsetmiştir.
Şehrin bir türlü çözülemeyen sorunları karşısında Türkçe öğretmeni Erden’in 1946 yılında İnönü’ye yazdığı şiir Siirt’in içler acısı durumunu gösteren önemli bir manzumedir.
Ey halkın büyük dostu, insanlığın aşığı
Ey karanlık dertlerin tek ebedi ışığı
Altı ok gölgesinde yaşayan Siirtliler
Altı okun peşinden altı okla beraber
Hazırdır Siirt için alın teri dökmeye
Diken yerine sevgi sabır ve aşk dikmeye
Bir kurşun atımından akıyor Botan Suyu
Su hasreti her gece sarmada her uykuyu
Şefim inayet eyle Şefim şefaat eyle
Ne olacak su için Siirt’in hali, böyle
Kiminin gözü kördür kiminin benzi sarı
Taşıyamıyoruz artık paşam bu ağır arı
Kimi göçer Van’a kimi Diyarbakır’a
Hasta bebekler ölür analar bağlar kara
Su! Su! Siirt’in kanı, Su! Su! Siirt’in canı
Su için hayıtın verir Siirt insanı
Siirt dirilmek ister, en büyüğün eliyle
Şefim inayet eyle, Şefim şefaat eyle.
YAZIYA YORUM KAT